1 Cinsellik, insan yaşamının doğal ve önemli bir parçası olmasına rağmen, hâlâ birçok toplumda konuşulması zor, bastırılan ya da yanlış aktarılan bir konu olarak varlığını sürdürüyor. Bu durum, bilgi eksikliğiyle birleştiğinde; kulaktan dolma söylentiler, hurafeler ve toplumsal baskılarla şekillenmiş yanlış inançların yaygınlaşmasına neden oluyor. Cinselliğe dair doğru bilgiye ulaşmak, sadece bireysel sağlığı değil, aynı zamanda …
Doğru bilinen cinsel yanlışlar! Tabudan farkları yok


Cinsellik, insan yaşamının doğal ve önemli bir parçası olmasına rağmen, hâlâ birçok toplumda konuşulması zor, bastırılan ya da yanlış aktarılan bir konu olarak varlığını sürdürüyor. Bu durum, bilgi eksikliğiyle birleştiğinde; kulaktan dolma söylentiler, hurafeler ve toplumsal baskılarla şekillenmiş yanlış inançların yaygınlaşmasına neden oluyor. Cinselliğe dair doğru bilgiye ulaşmak, sadece bireysel sağlığı değil, aynı zamanda sağlıklı ilişkiler kurmayı da doğrudan etkiliyor.

Toplumsal tabularla, bilimsel gerçeklerin birbirine karıştığı bir noktadayız. Tabular, genellikle kültürel normlarla şekillenmiş, sorgulanmadan kabul edilen kurallarken; doğru bilinen yanlışlar ise bunların bir adım ötesinde, yanlış bilgiye dayalı ama “doğru” sanılarak aktarılan bilgilerden oluşur. Bu içerikte, cinselliğe dair yaygın şekilde doğru sanılan ama gerçekte hatalı olan bazı inançları ele alacak, bu yanlışların tabulardan nasıl ayrıldığını irdeleyeceğiz.

Birçok kişi, ilk cinsel ilişki sırasında mutlaka kanama olması gerektiğine inanır. Oysa bu, hem biyolojik hem de tıbbi açıdan yanlış bir bilgidir. Ancak bu yanlış inanç, kadınlar üzerinde ciddi baskılar yaratmakta ve şiddete kadar varabilen sonuçlar doğurabilmektedir.

Bir diğer yaygın yanılgı, erkeklerin cinselliğe her an hazır oldukları yönündedir. Toplumda erkeğin sürekli istekli olması gerektiği algısı, erkekleri hem duygusal hem de fiziksel olarak baskı altında bırakır.

Oysa cinsel istek; stres, ruh hali, sağlık durumu ve ilişki dinamiği gibi birçok etkene bağlıdır. Bu mit, erkeklerin duygularını bastırmalarına ve gerçek ihtiyaçlarını ifade edememelerine neden olabilir.

“Mastürbasyon zararlıdır” düşüncesi de yıllardır süregelen bir başka cinsel efsanedir. Gerçekte ise mastürbasyon, bedenini tanımanın sağlıklı bir yoludur.

Herhangi bir fiziksel ya da zihinsel zararı yoktur; aksine cinsel farkındalık, stres azaltma ve uykuyu kolaylaştırma gibi birçok olumlu etkisi vardır.

Bu konuda konuşmanın tabu olması, bireylerin suçluluk duygusu yaşamasına ve doğal bir süreci bastırmalarına sebep olur.

Cinsellik sadece üreme amaçlıdır inancı da hem dini hem kültürel tabularla beslenen bir diğer yanlıştır. Oysa cinsellik, insanlar için haz alma, bağ kurma ve duygusal yakınlık sağlama yollarından biridir.

Bu yanlış düşünce, özellikle kadınların cinsellikten zevk alma hakkını görmezden gelir ve çiftler arasındaki sağlıklı iletişimi zedeler.
Keep in touch with our news & offers
Subscribe to Our Newsletter
Thank you for subscribing to the newsletter.
Oops. Something went wrong. Please try again later.